3 Sünnet 7 Farz, 4 Kapı 40 Makam, 12 İşlek… Bu kurallar bütünü Alevi – Kızılbaş inancının ve geleneğinin yüzyıllar boyunca olmazsa olmazlarından olmuştur. Yola kabul erkânından tutun da, yolun nasıl yürüyeceğine dair bilgiler vardır. Bu formların kaynağı olan İmam Cafer Sadık Buyruklarında diğer bir ifade ile Menakıb-ı Evliya’ da) bu konulara geniş yer verilmiş ve bu maddeleri yerine getirmeyenlere verilecek cezalar dahi yer almıştır. Her sünnet ve farzdan düşmenin ayrı ayrı cezaları vardır. Hatta eski zamanlarda bu cezaların içerisinde ağır suçlar dâhilinde ebedi sürgün cezaları dahi yer almaktadır. Bu cezalar İmam Cafer Sadık’ a isnat edilen cezalardır. Örneğin livata / zina ya da tecavüzün cezası ağır olduğu için 360 değnek cezası ve malının tamamı üstad hakkı olarak halka ve Şah’ a (Safevi Şahına) nezir etmek vardır. Günümüzde artık böyle cezalar verilmemektedir. Ele-dile-bele sahip olmak Aleviliğin temelidir. Buna yönelik birçok nefes icra edilmiştir.
Hak nefesin inkâr eyleyen talip
İblis'tir bu cemden sürülsün gitsin
Hakk'ın divanında yüzü karadır
Esfeldir defteri dürülsün gitsin
Yok, ise kalbinde muhabbet sevi
Yıkıktır gönlünde Allah’ ın evi
Özümden haberi olmayan devi
Salıver yabana yorulsun gitsin
Yalınız kafeste sakla bir kuşu
Kiminle söylenir olmasa eşi
Günahın meydana koymayan kişi
Boynunu eğip de çekilsin gitsin
Canını cellada teslim etmeyen
Rehberin gittiği yola gitmeyen
Mürşidin buyruğunu tutmayan
Çürüktür yuları kırılsın gitsin
Budala'm kudret elindedir elim
Hakk'a ayan oldu bütün ahvalim
Biz olalım mazlum olanlar zalim Ali divanından sürülsün gitsin
Tarihte 3 sünnet 7 farzı bilmeyen Alevi yolundan dahi sayılmazdı. Birazdan ele alacağımız 3 sünnet 7 farzın maddelerine baktığımızda neden böyle olduğunu daha iyi kavranacaktır.
Üç sünnetten yedi farzdan haberi
Alan bilir almayanlar ne bilir
Okuyup Ledünden ilm-i esrarı
Bilen bilir bilmeyenler ne bilir
Her can fehmedemez bu da bir razdır
Bu meydan da avın alanlar bazdır
Dört kapı kırk makam on yedi farzdır
Kılan bilir kılmayanlar ne bilir / Sıdkı Baba
Deyişlerin çoğunu dikkatle incelediğimizde insanın olgunlaşma / insan-ı kâmil mertebesine ulaştırma ve yola bağlılığın son derecesini görüyoruz. 3 sünnet 7 farz Alevi Kızılbaş olmanın şartlarını ve yolun süreğini anlatan bir sistemdir.
‘’Sünnet’’in sözlük anlamı: (Arapça) Sunna’ dan gelir. Gelenek – âdet demektir. Dini terimde ise peygamberin uygulamalarıdır. ‘’Farz’’ ise yine Arapça ‘’farada’’ belirledi / tayin etti / işaret etti gibi anlamları vardır. Dini terimde ise, din veya yasa kuralları anlamında olup, ikinci çok kullanılan anlamı ‘’Allah’ ın emirleri’’ demektir.
Sünnet : ‘’Allah’ ı her dem zikretmek’’
Bakara Suresi 152’ de ‘’Beni anın ki ben de sizi anayım ve bana şükredin’’ diye buyurmaktadır. Allah’ ı anmak/zikretmek aslında burada aklına getirmek, hatırlamak demektir. Yüce Allah’ ı aslında aklımızdan hiç çıkarmamamız ve her işimizde onun razılığını gözeterek yapmamız gerekmektedir.
Yine Ali İmran 191: ‘’Onlar ayakta, otururken, yan yatarken Allah’ ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler: ‘Ey Rabbimiz sen bunu boşuna yaratmadın, Seni her türlü noksanlıklardan tenzih ederiz, bizi ateş azabından koru’ derler ’’ buyurmaktadır.
Allah’ ın, kendisini anmasının neticesi Yüce Allah’ ın da o kişiyi unutmaması demektir. Buradaki unutmamak ona destek olmak, rahmetini esirgememek anlamındadır. Yoksa elbette Allah asla unutmaz. Yüce Allah bir çok ayetinde iyi davranan ve iyi işler yapanları destekleyeceğini ve rahmet edeceğini buyuruyor. İnsanın Allah’ ın rahmetinden daha önemli ihtiyacı ne olabilir ki?
Görüldüğü gibi birinci Sünnet olan; ‘’Allah’ ı her dem zikretmek’’ Kuranî’ dir. Buradan Alevi İslam inancını benimsemiş canların Yüce Allah’ a nasıl ve neden bağlı olduklarını da açıklar niteliktedir. Çünkü Yüce Allah’ ı her dem hatırında tutan, aklından çıkarmayan tüm yaşamında O’ na lâyık yaşam sürmeye çalışacaktır. O’ nun yasakladığı kötü eylemleri, düşünceleri ve niyetleri hayatından uzaklaştıracaktır. Hırsızlık, iftira, dedikodu gibi kötü fiilere fırsat vermemeye gayret edecektir. Lâkin Yüce Allah’ ın her an kendisini gördüğünü bilen canlar kötülükten sakınacaktır. Bu Kuran’ ı Kerim’ de ‘’takva sahibi olmak’’ la eşdeğerdedir.
Sünnet: ‘’Gönül Kırmamak, Can Almamak, Kin ve Kibir Tutmamak, Düşmanlık Etmek’’
Kendi noksanını bil de Arif ol
Kimsenin ayıbını gözetme gönül
Yetmiş üç millete bir nazarla bak
Hak sevmiş yaratmış söz etme gönül
Sakın kalleş olup lakırdı düzme
Kimsenin âlemde gönlünü üzme
Düzelmiş bir işi yanılıp bozma
Isınmış dilleri buz etme gönül
Şu ak baş şu sarı baş deyip hor bakma
Kendi yaptığını aleme takma
Kendini göz göre göre ateşe atma
Isınmış dilleri buz etme gönül
İlhami hâlini düşün bir şöyle
Dünyaya gelmekten maksat ne böyle
Hakkını verdiğine çok şükür eyle
İhmale düşüp de az etme gönül
Alevi İslam inancında savaş ve nefsi müdafaa halleri hariç insan canı almak yasaktır. Öyle ki kıtlık hallerinin dışında avcılık dahi yasaklanmıştır. Hacı Bektaş Veli’ de ‘’Düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayın’’ buyurmuştur.
Yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’ de Maide Suresi 8’ de ise ‘’Bir topluluğun çirkinlikleri sizi adaletsiz davranmaya itmesin’’ buyurarak, çirkin işlere kalkışanlara dahi adaletle muamele yapmaya özendirmektedir. Bu değerlere günümüzde ne kadar çok ihtiyacımız var. 1400 yıl önce inen kutsal kitabımız bugün dahi bizlere ışık tutmaktadır, bundan sonra da ışık tutacaktır.
Sünnet: Yolun Gerekliliklerini Yerine Getirmek
1-Sünnetin başlığından da anlaşıldığı gibi yolun gereklilikleri olan 48 Cuma gecesi ibadeti, müsahib tutarak kemerbest bağlanmak, ikrâr almak gibi gerekliliklerdir. Bir kişi yolun gerekliliklerini bilmeden onu uygulayamaz. Uygulamadan da yaşayamadan da o gerekliliklerin ağırlığını bilmesi mümkün değildir. İmam Cafer Sadık Buyruk’ unda Dede için ayrı talip için ayrı gereklilikler vardır. Bunların ayrı olmasının nedeni alanlarının ve görevlerinin sorumluluklarından dolayıdır. Dede de talip de bu yolun yolcusudur. Bir bütündür. Her Alevi olgunlaşmak / insanlaşmak için, kendi nefsi arzularına dur demeyi öğrenmek için bir takım yollardan, sorgulamalardan ya da uygulamalardan geçmesi gerekmektedir.
Bu sorumluluklar geçici değil, ömür boyu sürecektir. Aleviler geçmişte, buradan aldığı edep ve erkânı kendinden sonraki nesile öğreterek bugüne kadar getirmişlerdir. Maalesef günümüzde şartlardan dolayı merkezî ya da ocaklık kurumunun yeterli otoritesi ve bilgisi olmadığından ötürü istenilen düzeyde değildir.
Lakin günümüz şartlarında 3 sünnet 7 farzın uygulanması için belirli güncellemelerin yapılması gerekir.
Alevilik’ te kemâlet ve velâyetin önemi bu yolun gereklilikleri yerine getirince anlaşılacaktır. Kişi seyri sülük etmeden Hakka ulaşamaz.
Ali’ nin sırrına ereyim dersen
Bir mürşid-i kâmil bul da andan gel
Küfrünü imana satayım dersen
Var kendi küfrün bil de andan gel
Pişiri pişiri söyle sözünü
İki bab’dan ayırma gör özünü
Mürşidine teslim eyle özünü
Müsahib kapısın tut da andan gel
Cellad olup sen canına kıya gör
Arif olup her maniden duya gör
Cesedin kendi elinle yuya gör
Kendi namazını kıl da andan gel
Şah Hatayi’ m mâna söyler dilinden
Ayırırlar seni kibir ile kinden
Ölmeyen nasip olmaz bu yolda
Var ölmezden evvel öl de andan gel
ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI
Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam İnanç Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz https://www.aleviislaminanchizmetleri.org/