Alevilik'te Dem ve Alkol / 03 Kasım 2017, Cuma

Alevi inancında derin bir mana taşıyan DEM ile Alkolü eş tutanlar var. Bu yaklaşım büyük bir yanılgı teşkil etmektedir.

Ve bu yanlışlarla insanları yanılgıya, yanlış bilgi algılamasına götürmüştür. Bu iki kavramı ayrı ayrı ele alıp yanılgıların, yanlışların büyüklüğünü görelim.

Dem almak {İlmen en Yüce Mertebeye ulaşmanın Aşaması’dır} Tasavvufi bir terim dir.

  Bâtıni anlamda Kamil insan’ın sözü, ruhani güç, tanrı’sal etkisidir yani Hakk kelamıdır. Cenabı- Hak, bütün canlıları sudan yaratmıştır/ var etmiştir. Kırklar ceminde, Selman-i Farisi’n parstan, keşkülüne koyup getirdiği üzüm tanesinin, Hz. Muhammed tarafından ezilip Kırklarca içilen manevi sudur ve Sunduğu Hakk kelamdır.

    Dem nedir? İmam-ı ALİ buyurur ki, Dem kulaktan alınıp seri hoş edip gönlü coşturandır.

Dem Hz. Ğızırın İnsanoğluna sunduğu bengi su (abı hayat’tır aslında, O abı hayat ile ebediyen ölümsüz olmaktır.  

Paylaşmaktır, bir olmaktır, ruhen bir olmanın ölümsüzlük sembolüdür. Kerbela olayında Yezidin, Ehli Beyt’i susuzluğa mahkûm edip masum çocukların ölüm pençesinde çırpınıp can verenlerin anısına, Kerbela Şehitlerinin anısına, Şehitler Şahı İmam Hüseyin anısına Cemlerimizde lokma edilen zahiri su dur bir damla su içip Kerbela şehitlerini hatırlamaktır. Ehli- Beyt’e Allah’ın rahmetini Yezide ise Allah’ın lanetini okumaktır. Ehli- Beyt’e dökülen göz yaşlardır. Onların anısını taze tutmak ve öğretmektir.

   Dem, matem ayında, 12 gün boyunca ağlayıp döktüğümüz gözyaşlarıdır. Sanal hayatımızda Kerbela, İmam Hüseyin denildiğinde kederlenip döktüğümüz gözyaşlarıdır. Cem İbadet ayinlerimizde, dağıtılan su, İşte o can verenin(Allah) yüzü suyu hürmetine, susuz şehit olanların yüzü suyu hürmetine ruhen bir olmanın ölümsüzlük suyu/ kefser suyu olarak dağıttığımız sudur.

Su iletkendir kendine verileni taşıyıp dua ediyor, duayı da taşır ve bu dua şifa olur. Eğer bir insan canı gönülden bir dilek diliyorsa, bütün evren ona yardımcı olur, yardım eder. Dolayısıyla Allah, her isteyene, dileyene suyu şifa edip verir.

   Alkol, genel olarak sarhoşluk veren, kendinden geçiren sıvı içkilerdir. Ve bu sıvı içkiler kısaca alkol olarak adlandırılır, { Kur-an da içki içtiğiniz zaman onun tesiri geçinceye dek sakın İbadet etmeyin buyurur}

   Cenab-ı Hakk, bütün nimetleri kendi kulları için var etmiştir. Ve kendilerine sunmuştur. Elbette ki bu nimetler içinde iyi kötü, sağlıklı sağlıksız, acı tatlı, vs. gibi farklılıklarda beraberinden vermiştir.

  Tıpkı Mazlum ile Zalim İnsan gibi. Yararlı ve yararsızın sınırını insanlar kendileri belirlerler. Bu sınırı aşmak veya tabii kalmak insanların kendi elindedir ama yüzdeliğe vurulunca istatistiklere göre yüzde 90% ı buna uyamadığını veya kendini taşıyamadığını, topluma/ kendine zarar verdiğini ve rahatsız ettiğini göstermektedir...

 Mesele içki içmekte değil; Mesele, içkili iken nesin, içkisiz iken nesin? Meselesidir.

    Peki, Alkolün sınırını çizebilir-miyiz veya böyle bir sınır var mıdır? Elbette ki vardır. Bu sınır toplumun rahatsız olmadığı, kimsenin zarar görmediği ve aynı zamanda kendisine zarar verip vermeme noktasıdır. Halk dilinde bir deyim vardır “İçki, bütün kötülüklerin anasıdır.” ifadesi en doğru olanıdır. Çünkü Alkol, içen kişinin fiziksel sağlığını bozmasının yanında, ruhsal sağlığını da olumsuz yönde etkiler.

Toplum yapısını ve huzurunu olumsuz etkiler. Dolayısıyla suça teşvik eder ve suç oranını arttırır. Yani, Alkolün zararları fiziksel ve ruhsal zararlar, topluma zararları, aileye etkisi, kendine zararı, suç oranlarını artırması ve trafik kazaları gibi çok geniş bir açıdan ele alınabilir.

Bu nedenlerden yola çıkarsak “Bütün kötülüklerin anası” ifadesi doğru bir tespittir ve yerindedir.

Özetlersek: Alkol, insanın zihnini bulandıran ve sağlıklı düşünmesine engel olan bir maddedir. Dolayısıyla, bir çeşit uyuşturucudur. Alkol alan kişi, alkollü iken sağlıklı düşünemez ve sağlıklı hareket edemez. Bu nedenlerden dolayı, alkol hem kullanan kişi için hem de çevresi için bir tehlikedir.

Dem ve Alkol kavramlarının manalarını belirledikten sonra, ortaya koyduktan sonra, Şimdi soruyorum;
» İki kavramı bir kefeye koymak doğru olur mu? 
» Kalkıp da Aleviler cem ayinlerinde içki içiyor demek doğru olur mu? 
» Bunca zararlı bir madde ile Kerbela şehitlerine dökülen kanlı gözyaşlarını bir tutmak doğru olur mu?
» Kırklar ceminde Canab-ı Hakk’ın katına erdiren, Vahdet Âleminde birleştiren manevi suyu ve alkolü bir tutmak doğru olur mu?
» Canab-ı Hakk’ın, sudan halk ettiği ümmeti ve Alkolü aynı kefeye koymak doğru olur mu?

Elbette ki olmaz. Katılmak mümkün değil. Aleviler cem ibadetlerinde böylesine zararlı bir madde ile zikir yaptıklarını iddia etmek akıl işi değildir. Yapan varsa da 0, Alevi ilminden nasibini almamıştır. Uydurulan fetvalardan, iftiralardan başka da bir şey değildir.

   Hz İmam Ali (a.s.) Yahudi bir komşusunun davetini kabul edip evine uğrar, komşu kendisine üzüm ikram eder.

Hazreti Ali getirilen üzümden biraz yer ve hakk kabul eylesin der kalkmak ister, ama komşu dur ya Ali der bekletir.

  Bu sefer gider şarap getirir.

Hazreti Ali içmeyeceğini söyler, onun da içmemesini ve Zararlı olduğunu söyler,

Komşu der ki, Ya Ali az evvel üzümünü yedin Zararlı ise niçin onu yediniz.

  Hz. İmam Ali, ona der ki, ey İnsan Eşin var mı? o vardır der, onu buraya çağır, Yahudi çağırır.

Sonra tekrar sorar kızın var mı der o vardır ya Ali der,

Hazret onu buraya çağırın der.

İkisi yan yana dururlar İmam Ali (a.s.) bu senin eşin sana helaldir değil mi? Diye sorar! Adam evet der, Pekii, bu senin kızın da O Anne den doğdu O da sana helal midir diye sorunca adam son derece pişman olup Hz. İmamdan özür diler ve daha sonra İslamı kabul edip yola hizmet eder. 

Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam Din Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz  http://www.aleviislamdinhizmetleri.com/