İMAM ALİ NEREDE ŞEHİT EDİLDİ MESELESİ / 25 Nisan 2023, Salı

“İMAM ALİ NEREDE ŞEHİT OLDU?” MESELESİ

            Bugün kısaca İmam Ali’ nin de şehadetinden bahsetmek gerekir. Çünkü, algı daha çok İmam Ali’ nin camide şehit edildiği yönündedir. İyi bilelim ki cami ifadesi Kuran’ da henüz geçmediği gibi, İmam Ali’ nin hilafeti döneminde de bugünkü mahiyette değildi.

            Peki bugünkü mahiyetini ne zaman aldı?

            Cevap: Emeviler döneminde ilk şekillerini almaya başladı ve Abbasiler döneminde daha ihtişamlı ve bugünkü kabullere göre var oldu. Mecusilikte var olan minare kavramı da o dönemlerin ürünüdür.

            Hz. Muhammed döneminde bildiğimiz gibi mescid vardı... Mescid, secde/sücud edilen yer anlamındadır. Yani secde nerede edilirse orası mesciddir. Gerçi Kuran’ ı Azimüşşan ‘’temiz olan her yerde’’ secde edilebileceğinden bahseder. Bu örneği temizlik yaptıktan sonra, yani hem kalbi hem de maddi temizlikten sonra Allah’ a yakarmak gerektiğini belirten ayetler vardır.

            1972 yılında Hürriyet gazetesi yazarı Küfe’ ye gider. Küfe camisi hocasına sorar İmam Ali nerede şehit edildi? Cevap: Kapısının önünde... (Kaynak: Alevilikte Cem ve Musahiblik / Ahmet Uğurlu Dede)

            Aleviler yüzyıllardır İmam Ali’ nin İbn-i Mülcem tarafından kapısının önünde şehit olduğuna inanmışlardır.

            Aleviler tarafından bu olay, son 20 yıl kadar önce genelde böyle bilinirdi. Lâkin dayatmalar, tv programları, okullarda öğretilen, egemen anlayışın baskısıyla yavaş yavaş Aleviler de İmam Ali’ nin camide şehit olduğuna inanmaya başlamışlardır. Hatta bu yüzden camiye gitmediğine kanaat getirmeye başlamışlardır. Halbuki bunun nedeni Emevi camilerindeki hakaretler idi...

            Öte yandan, aslında İmam Ali’ nin nerede şehit olduğu çok tartışılacak bir olgu değildir aslında. Eğer sabah evinden çıkıp gittiği bir yer vardıysa bu da cami değil, mescid olması gerekirdi.

Aslında bu olayın sünni geleneğin versiyonunun sürekli gündeme gelmesinin nedeni Alevileri cemevlerinden uzaklaştırmaktır.

            İmam Ali’ ye ve Ehli Beyt’ e Emevi ibadetgâhlarında hakaret ve küfür edildiğini biliyoruz. Bu camilerde ibadete gitmeyen Ehli Beyt muhibleri evlerde ibadetini gizli bir şekilde sürdürmüştür. Gizlidir çünkü o dönemde camiye gelmeyenlere, İmam Ali’ ye küfür etmeyenlere cezalar veriliyordu. Bildiğimiz gibi daha sonra İmam Hüseyin’ in yanında olanlara, O’ na destek çıkanlara da en ağır işkenceler ve katliamlar yapılmıştı.

            Aleviler yaklaşık 1400 yıldır evlerde ibadet etmiş, daha sonra cemevleri ortaya çıkınca bu faaliyet aslına uygun olarak devam etmiştir. Tıpkı Pir Sultanlar gibi, Kul Himmetler gibi, Hamdullar Çelebiler gibi Aleviler de köylerde ev odalarında (genelde evi en geniş olan canın evinde) cem ibadetlerini yerine getirmişlerdir.

Hak nasip eylese dergaha varsam
Bir dem divanına dursam ya Ali
Eğilsem eşiğine niyaz eylesem
Yüzüm tabanına sürsem ya Ali

Yüzüm tabanına sürdüğüm zaman
Zerrece gelmezdi gönlüme güman
Ali'm Düldül'e bindiği zaman
Önünce Kanber'in olsam ya Ali

Kanber gibi hizmetine yeldirsen
Bir dem ağlatırsan bir dem güldürsen
Çekip Zülfikar'ın beni öldürsen
Elim eteğinden çekmem ya Ali

Çeker miyim eteğinden elimi
Hak katında kabul ettim ölümü
Doğru sürsek erenlerin yolunu
Mümince kulların sevsem ya Ali

Mümin olan neresinden bellidir
Hakk'ı söyler nefesinden bellidir
Erenlerin demi gonca güllüdür
Tomurcuk güllerin dersem ya Ali

Mümin olan müslimini yetirse
Yetirse de ayn-ı ceme getirse
Dizini dizime verip otursa
Doyunca yüzüne baksam ya Ali

Pir Sultan'ım niyaz eyle pirine
Umarım ki dergah gire kalbine
İnandın mı Hak Muhammed Ali'ye
Birgün fırsat elden gider ya Ali

Alevilerin Alevilik algısı ile bir başka inançtan olan insanların Alevilik algısı aynı olmayabilir. Herkes birbirlerinin inançlarına saygı duymalıdır. Kendi tarih anlayışlarını bir takım gerekçelerle, söz gelimi ‘’gerçek müslümanlık sizin inandığınız gibi değil, bizim inandığımız gibidir’’ gibi ifadelerle dayatma güdümünde olanlara en güzel cevabı yine Hak aşıklarımız vermiştir.

Gel ey zahit bizim ile çekişme
Hâkk'ın yarattığı kul bana neyler
Kendi kalbin arıt bize ilişme
Bende küfür sende imana neyler

Zahit sen bu sırra erem mi dersin
Erenler halinden bilem mi dersin
Mescit hak meyhane haram mı dersin
Hâkk olan mescide meyhane neyler

Zahit sen bu yola diken ekersin
Hatıra dokunur gönül yıkarsın
Yüküm vardır deyü zahmet çekersin
Yavuz baçcı yüksüz kervana neyler

Sekiz derler şol cennetin kapısı
Hâkk'a doğru gider yolun hepisi
Korkusun çektiğin sırat köprüsü
Yolu doğru süren insana neyler

Pîr Sultan Abdal'ım er haksın er hak
Münkir olanlardan ıraksın ırak
Kurdun işi namert lokmasın yemek
Hâkk için adanan kurbana neyler

İmam Ali tüm insanlığın ortak değeridir. O yalnızca bir inanca mensup olanların değil, tüm dünyanın kabul ettiği ve büyük saygı gösterdiği bir değer olmuştur.

Amaç, İmam Ali’ ye lâyık olmaksa, lâyık olmak da o değerleri içselleştirmekten geçer. Aşk olsun yol’a aşk olsun yolcuya...

 

ALEVİ İSLAM İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI

Ayrıntılı Bilgi İçin; Alevi İslam İnanç Hizmetleri Sayfasını Takip Ediniz  https://www.aleviislaminanchizmetleri.org/